Üniversitemizde Dîvânu Lugâti’t-Türk, Ali Kuşçu, Fuat Sezgin Konulu Sempozyum Düzenlendi

Üniversitemizde ''Dîvânu Lugâti’t-Türk, Ali Kuşçu, Fuat Sezgin Bağlamında Uluslarlarası Bilim Tarihi Sempozyumu'' düzenlendi. Sempozyuma İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Abdussamed Yeşildağ, Prof. Dr. Feyzi Ersoy, Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhittin Eliaçık ile öğrencilerimiz katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhittin Eliaçık ,''Yaptığımız sempozyumun amacı sembol olarak seçilmiş belirli ölüm tarihlerini esas alarak seçilmiş başlıklardan oluşuyor. Bunun başında Dîvânu Lugâti’t-Türk geliyor. Sonra Ali Kuşçu ve Fuat Sezgin geliyor. Neden bu başlıklar seçildi derseniz. Esas alınan bazı rakamlar var. Dîvânu Lugâti’t-Türk'ün yazılışının 950. yıl dönümü, Ali Kuşçu'nun da ölümünün 550. yıl dönümü. Fuat Sezgin Hocamız da hem Üniversitemiz hem de dünya için önemli bir bilim insanı. Verimli bir sempozyum olmasını diliyorum.'' şeklinde konuştu.

Dîvânu Lugâti’t-Türk ve Kaşgarlı Mahmud hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Feyzi Ersoy, ''Türk Kültürü'nün önemli isimleri ve eserlerini bugün burada konuşacağız. Bunlardan Dîvânu Lugâti’t-Türk herkesin bildiği en önemli eserlerimizden birisidir. UNESCO 1074 yılını esas alarak Dîvânu Lugâti’t-Türk'ü kutlama çerçevesine aldı. Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan Dîvânu Lugâti’t-Türk'ün 950. yılı. Dîvânu Lugâti’t-Türk bizim en önemli dil yadigarımızdır. Kaşgarlı Mahmud Türkoloji camiasında 'Türkolojinin Babası' olarak bilinir. Bu yakıştırmayı da Rus Türkolog Radloff yapıyor. Türkolojinin Babası oluşu boşuna değil. Kaşgarlı Mahmud bu işin kurucularından biri olarak görülüyor. Kaşgarlı Mahmud'un yaklaşık 1008 yılında doğduğu 1105 yıllarında da vefat ettiği düşünülüyor. Karahanlı Hanedanlığı'na mensup bir görüş hakim. Babasının Barsgan Emiri olduğu da yazılanlar arasında. Eserinin tam ismi Kitâbu Dîvâni Lugâti't-Türk diye geçiyor. Türk lehçelerini veya Türk dilini toplayan manasına geliyor. Dikkat ederseniz eserin isminde Türk var. Eser ama Karahanlılar dönemi. Şöyle ki Göktürkler döneminden beri aslında biz böyle sınıflandırma yapıyoruz. Eğitimin kolaylığı için Göktürkler, Karahanlılar, Uygurlar gibi. Ama o dönemlerde çoğunlukla kendilerini Türk olarak adlandırmışlar. Orhun Anıtları'nda bizim Göktürk dediğimiz devlet kendine Türk Bodun demiş. Orhun Anıtları'nda Göktürk; 76 kez Türk Bodun, 1 kez Göktürk ismi ile geçmiş. Konuşma diline de Türkçe demişler.'' ifadelerini kullandı.

Sempozyumun ikinci bölümü oturumlar halinde devam etti. Oturumlarda Dîvânu Lugâti’t-Türk’te geçen Askerî Psikolojik Harekât ve İstihbarat Terimleri, Kutadgu Bilig ve Dîvânu Lugâti’t-Türk’te İdeal İnsan Tasavvuru, Divânu Lügati’t-Türk’te Matematik, Fuat Sezgin ve Ötesi: İslam’ın Yazılı ve Sözlü Kaynakları Problemi, İlham Kaynağı Olarak Fuat Sezgin: İslam Kimliği, Bilimsel Motivasyon ve Müslümanların Psikolojik Güçlenmesi, Fuat Sezgin’in Bilim Tarihi Yaklaşımının Disiplinlerarası Perspektifi: Modern Bilim Tarihi Araştırmalarına Bir Alternatif, Türkçenin Bin Yıllık Kurtuluş Savaşı: Türkçenin Dirilişi, Bilim ve Eğitim Dili Olma Süreci, Buharlı Makinelerin Osmanlı Devleti’ne Giriş, Başhoca İshak Efendi’nin Mecmûa-i Ulûm-ı Riyâziye’sinde Optik Bahsi konuları işlendi.

Program kapanış oturumu ile sona erdi.